Platelet Rich Fibrin
Titanyum Platelet Rich Fibrin
Titanyum, mükemmel hidrofilik özelliklere sahip son derece biyoinert bir malzemedir. Ayrıca titanyum korozyona karşı dirençlidir ve osteointegrasyon özelliğine sahiptir. Bu özelliğinden dolayı diş implantlarında da kullanılmaktadır. Metallerin kan uyumluluğu hakkında çok az şey bilinmektedir, ancak titanyum ve türevlerinin olağanüstü osteointegrasyon özelliklerini açıklayabilecek en trombojenik malzemeler arasında olduğunu biliyoruz.
Titanyumun neden olduğu pıhtılaşma aktivasyonu, FXIIa-AT/C1 esteraz inhibitörünün üretimi trombin-antitrombin ile paralel olduğundan ve hem trombin-antitrombin kompleksi hem de FXIIa-AT/C1 esteraz inhibitör oluşumu FXIIa’nın spesifik bir inhibitörü olan mısır tripsin tarafından iptal edildiğinden, intrinsik yol tarafından tetiklenmiştir. Diğer biyomateryal yüzeylere kıyasla titanyum yüzeyinde trombositlerin bağlanması arttırılmış ve trombosit aktivasyon durumu, beta-tromboglobulin ve PDGF seviyeleri tarafından yansıtıldığı gibi çok daha belirginleşmiştir. Ayrıca, PDGF ve diğer alfa granül proteinleri örn. TGF-beta, titanyumun belirgin trombojenik özelliklerinin iyi osteointegrasyon özelliklerine katkıda bulunabileceğini düşündüren güçlü osteogenez destekleyicileri olarak bilinmektedir.
Titanyumun bu özelliklerinden dolayı titanyum kaynaklı trombosit agregasyonu camdan daha iyidir. Titanyumla hazırlanmış trombositten zengin fibrin (T-PRF), cam tüple hazırlanmış trombositten zengin fibrinden daha güçlü ve daha kalın fibrin halıya sahiptir. Güçlü fibrin yapısı, fibrinin in-vivo rezorpsiyon süresini uzatmak ve büyüme faktörlerinin salınma süresini artırmak için önemlidir. T-PRF’nin özelliklerini ortaya koyan deneysel çalışmaların yanı sıra bu ikinci nesil kan ürünü ile de birçok başarılı klinik çalışma yapılmıştır. T-PRF’nin dişeti çekilmelerinin tedavisinde bağ dokusu greftlerine önemli bir alternatif olduğu gösterilmiştir. Ayrıca in-vivo rezorpsiyon süresinin uzunluğundan yararlanılarak periodontal defektlerin tedavisinde, sinüs lifting uygulamalarında ve krest koruma tekniklerinde sert doku greft materyali olarak tek başına kullanılmaktadır.


T-PRF’nin daha önceki klinik çalışmalarda elde edilen başarılı sonuçları birçok yeni araştırma konusunun doğmasına neden olmuştur. Bu yeni araştırma konularından en önemlisi T-PRF’nin yumuşak ve sert dokulara yerleştirilmesinden sonra, sürecin nasıl ilerlediği ile ilgilidir. T-PRF’den 30 günden fazla salınan büyüme faktörleri mi yoksa T-PRF’nin kemik iyileşme mekanizmalarını harekete geçiren doğal güçlü matriks yapısının uzun rezorpsiyon süresi mi? daha önemli sorusu hala özellikle önemli bir soru olacaktır.Bu durumun klinik önem nedeniyle Titanyum-PRF tüpleri bu nedenle geliştirilmiş ve klinik uygulamada kullanılmıştır. Titanyum yüzeyin fibrin yapısını güçlendirerek PRF’ye önemli özellikler kazandırdığını söyleyebiliriz. T-PRF’den sonra sorulması gereken ilk soru trombositten zengin ürünleri hangi amaçla kullanabiliriz:
- Yumuşak doku iyileşmesi için mi?
- Sert doku iyileşmesinde kullanılan greft materyaline ek olarak biyolojik materyal olarak, daha hızlı iyileşme oranları ve gelişmiş doku rejenerasyonu sağlamak için mi?
- Sert doku iyileşmesinde biyolojik bariyer membran olarak mı?
- Uygulamalarda kök hücrelere, büyüme faktörlerine veya diğer biyolojik materyallere iskele olarak mı?
- Sert doku greft materyali olarak tek başına mı?
- Yoksa tüm bu hedefler için mi?
Gelecekteki araştırmalar devam etmektedir.
PROF. DR. MUSTAFA TUNALI
Kaynak: https://www.t-prf.com/