MENİERE HASTALIĞINA GENEL BAKIŞ
Hilal Erdoğdu Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi
Giriş
İç kulak tansiyonu da dediğimiz Meniere hastalığı, kulakta dolgunluk veya basınç hissi, işitme kaybı, kulak çınlaması ve tekrarlayan baş dönmesi nöbetlerine neden olur. hayatı tehdit etmeyen ve ciddi komplikasyonları olmayan bir hastalık olmasına rağmen, ne zaman ortaya çıkacağı öngörülemeyen ataklar kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir. belirtileri ilk kez Fransız doktor Prosper Meniere tarafından 1861 yılında açıklanmıştır ve ismi de buradan gelmektedir.
İç kulak kemik labirentin içindeki zar labirentte dolaşan “endolenf” dediğimiz sıvının emilmesinin veya salgılanmasının bozulmasına bağlı artması bu hastalığın sebebidir. Artan sıvı zar labirentin şişmesine ve bir süre sonra da yer yer yırtılmalarla tekrar boşalmasına yol açar. Meniere krizini zar labirentin şişmesinin mi yoksa yırtılma sonucu kemik labirentteki “perilenf” dediğimiz sıvıyla karışmasının mı yol açtığı tam olarak anlaşılamamıştır. Çoğunlukla tek kulağı, nadiren iki kulağı da tutar. Daha çok 40 yaşından sonra sıklıkla bayanlarda görülse de çocuk hastalarda vardır.
Teşhis
Tanısı için bir Kulak Burun Boğaz uzmanına başvurmak gerekir. Öncelikle hastanın şikâyetlerini, hastalık geçmişini ve ailede bulunan hastalıklar sorgulanır. Yaralanma veya enfeksiyon gibi diğer nedenleri dışlamak için, hastanın kulakları özel aletler kullanarak iyice incelenir. Daha sonra ise işitme testi, denge testi ve MRG ya da bilgisayarlı tomografi gibi beyin görüntüleme yöntemleri ile tanıyı doğrulamaya çalışılır. İç kulaktaki artmış sıvı basıncını ölçen Elektrokokleografi adı verilen bir yöntemle bazı hastalarda basınç artışını takip etmek de mümkündür.
Tanı koymaya en yardımcı olan hastanın öyküsüdür. Dönem dönem ataklarla ortaya çıkar. Bu dönemler arasında herhangi bir belirti görülmez; hastalık dönemlerinin arası birkaç saat, birkaç ay ve genellikle birkaç yıl olabilir. Hastalığın ortaya çıktığı dönemler de birkaç saat, ya da en fazla birkaç gün sürebilir.Hastalık belirtileri hafif ya da ciddi olabilir. Genellikle değişen düzeylerde baş dönmesi (çoğu kez hafiftir), kulak çınlaması ve özellikle düşük frekanslarda işitme azalması görülebilir. Hastalık dönemlerindeki şikayetler giderek ağırlaşır ama donem bittikten sonra hemen geçer. Günlük hayatı etkiler. Uzun yolculuk bu hastalık için uygun değildir.
Tedavi
Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur. Tedavi temelde işitmeye zarar vermeden baş dönmesi ataklarının sayısını ve şiddetini azaltmaya yöneliktir. Uzun dönemli takiplerde kendiliğinden veya sadece destekleyici tedaviyle baş dönmesi ataklarının azaldığı ve hafiflediği, işitme kayıplarının ise orta-ileri seviyede kalıcı hale geldiği gözlenmiştir.
Beslenme Tedavisi: Şeker hastalığı da kimi zaman semptomların daha belirgin hale gelmesine, kusma atakların daha fazla yaşanmasına sebep olabilmektedir. Ancak atakların hipoglisemi komasıyla karıştırılmaması önemlidir. Çoğu zamanda atak anında yapılan ölçümlerde şekerde bir değişiklik olmadığı görülmüştür. Bu nedenle mutlaka diyet yapılmalı kilo dengeli tutulmalıdır. Na (sodyum) alımı kısıtlanmalı .Bunun için hastanın günlük tuz tüketimin kısıtlanması gerekmektedir. 1500 mg/günlük tuz alımı idealdir.Bunun yanında kafein, alkol alımı da kısıtlanmalıdır. En önemli tuzsuz diyet ;Furstenberg rejimidir. Furstenberg Diyeti: Sıvı alımı kısıtlanmaz, bununla birlikte çok fazla miktarda su tüketimi önerilmez. 1934’te Furstenberg Meniere Hastalığındaki semptomların Na (sodyum) retansiyonuna bağlı olduğunu göstermiştir. Diyette tuz kısıtlanması önermiş,diüretiklerin vertigo ataklarını kontrol ettiğini ortaya koymuştur. Sodyumdan zengin besin alımı kısıtlanır. Şalgam, kırmızı turp, incir, pancar, çilek, tereyağı, balkabağı, yerfıstığı vb. gıdalar haftada ikiden fazla tüketilmemelidir. Tuz yerine KCL kullanılabilir. Eğer hastalar diyabetikse veya kolesterolleri yüksek düzeyde ise, hastaya kilo kaybı ve egzersiz de önerilmelidir.
Hastanın psikolojik durumu çok önemlidir. Fazla stres, sıkıntı gerginlik atakların sıklığını ve süresini arttırmaktadır. Menier hastalığı kronik bir hastalık olarak kabul edilse de, çeşitli tedavi stratejileri ile beslenme de yapılacak düzenlemeler sayesinde semptomları hafifletmek ve hastalığın yaşam süresince uzun vadeli etkilerini en aza indirmeye yardımcı olabilmektedir.
İlaç tedavisi: Baş dönmesi krizlerinin şiddetini azaltmak için hekiminiz bazı ilaçları reçete edebilir. Taşıt tutmasını engellemek için verilen ilaçlar, baş dönmesi krizleri sırasında görülen bulantı kusma şikayetlerini önlemede kullanılır. Bu ilaçlar ayrıca baş dönmesinin sebep olduğu olumsuz hisse de iyi gelir. Bu ilaçların yanında kusma- bulantı şikayetleri şiddetli olanlarda bulantı kusmayı kesen ilaçlar da reçete edilir. Ayrıca iç kulaktaki sıvı fazlalığını azaltmak için idrar söktürücü denilen ilaçlar da kullanılmaktadır. Hastalığın altta yatan sebeplerinden birisi bağışıklık hastalıkları ise steroid içeren ilaçlar da reçete edilmektedir.
Rehabilitasyon ve işitme cihazları: Denge problemleri olan hastalarda rehabilitasyon ve doktorun vermiş olduğu meniere hastalığı egzersizlerini yaparak baş dönmesi krizlerinde dengelerini daha iyi sağlamalarında yardımcı olur. Ayrıca etkilenen kulaktaki işitme kaybını düzeltmek için işitme cihazları kullanılmaktadır.
Orta kulağa yapılan ilaçlar: Bu ilaçlar hastaya doktor tarafından yapılır. Orta kulağa antibiyotik veya steroid bir iğne yardımıyla enjekte edilir. Gentamisin denilen bu antibiyotik iç kulağın işlevini azaltır. Böylelikle etkilenmemiş kulak dengeyi tek başına sağlamaya başlar. İşitme kaybını daha da şiddetlendirebilir. Ayrıca steroid de enjekte edilebilir.Meniere Hastalığında krizleri azaltmak için orta kulağa kortizon enjeksiyonları, kulak zarına tüp takılması ile olumlu sonuçlar alabilmekteyiz. İşitmenin iyice azalıp, vertigo krizlerinin yaşamı iyice zorlaştırdığı durumlarda orta kulağa gentamisin vb. ilaç enjeksiyonu ile ilaçla iç kulak tahrip edilmesi yoluna gidilebilir. Sonuç alınamaz ise cerrahi yolla tahrip edici ameliyatlarla kesin sonuca varılabilmektedir.
Cerrahi tedavi: Meniere Hastalığında işitme kaybına göre ameliyatlar farklılık gösterir. İşitmesi kötü olmayan ve vertigodan (baş dönmesi) muzdarip hastalara işitmeyi koruyan drenaj ameliyatları, vestibüler nörektomi (denge sinirinin kesilmesi) ameliyatı yapılabilir. İşitmesini kaybetmiş, baş dönmesinden aşırı derecede muzdarip olan hastalara ise, iç kulağı tahrip edici ve devre dışı bırakıcı (labirentektomi) ameliyatları uygulanabilir.
Kaynakça:
- https://tr.m.wikipedia.org/wiki/M%C3%A9ni%C3%A8re_hastal%C4%B1%C4%9F%C4%B1
- https://www.sjh.com.tr/meniere-hastaligi/
- https://www.diyetkolik.com/meniere-sendromunda-beslenme-tedavisi/#:~
- https://www.myavuzsutbeyaz.com/sayfalar.873.Meniere-Hastal%C4%B1%C4%9F%C4%B1
- https://www.uzmandoktor.net/meniere-tedavisi
- https://www.medicalpark.com.tr/meniere-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir/hg-1872