Antioksidanları Ne Kadar İyi Tanıyoruz?
Edanur Gürbüz – Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi- Tıp Fakültesi
Çoğu insan antioksidanların ve antioksidan içeren besinlerin sağlığa yararlı olduğunu duymuştur fakat antioksidanların tam olarak ne olduğunu ve vücuda ne tip etkileri olduğu konusunda net bir fikri yoktur. Birçok makalede ”antioksidan” kelimesinin farklı bilimsel tanımları vardır ve bu tanımlar, kafaları daha da karıştırmaktadır. Bu yazı, antioksidanın ne olduğunu ve etkilerini olabildiğince sade ve açıklayıcı bir şekilde ele alacak.
Antioksidanlar Nedir?
Vücut, enerji üretimi gibi biyosentez tepkimelerinde ”serbest radikal” adlı maddeler üretir. Serbest radikaller, dış yörüngelerinde bir veya daha fazla eşleşmemiş elektrona sahip kararsız moleküllerdir. Serbest radikaller, güneşe maruz kalma, alkol/sigara kullanımı gibi çevresel faktörler sonucunda da sentezlenebilir. Antioksidanlar ise bu radikalleri nötrleştirme yetenekleri ile hücresel hasarı azaltan veya tamamen engelleyen moleküllerdir. Böylece serbest radikallerin proteinlere, lipitlere ve DNA’ya zarar vermesinin önüne geçilir. Aslında serbest radikaller vücudun normal fizyolojik işleyişinde faydalıdır fakat olması gerekenden fazla miktarda oluşu kalp hastalığı, kanser dahil birçok kronik hastalığa kaynaklık edebilir. Oksidatif stres, vücutta çok fazla serbest radikal birikmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu dengesizlik artan serbest radikal miktarı veya azalan antioksidan miktarı ile ilişkilidir.
Antioksidan Savunma Mekanizmaları
Hücrelerin serbest radikalleri dengede tutmak için antioksidan savunma mekanizmaları vardır. Bu mekanizmalarda süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), glutatyon peroksidoz (GPx), glutatyon redüktaz (GRx) gibi enzimler görevlidir. Bu enzimlere birinci basamak savunma antioksidanları denir ve hem serbest radikalleri hem de serbest radikal olma potansiyeline sahip diğer molekülleri nötralize ederek serbest radikal seviyelerini düzenlemeye yardımcı olurlar.
Vücut ayrıca metabolizma yoluyla metabolik antioksidanlar da üretir. Bunlar arasında lipoik asit, glutatyon, koenzim Q10, melatonin, ürik asit, L-arginin, metal şelatlayıcı proteinler, bilirubin ve transferrin bulunur. Bununla birlikte, vücudun üretemediği bazı antioksidanlar vardır, bu da kişinin bunları yiyecek yoluyla veya diyet takviyeleri alarak tüketmesi gerektiği anlamına gelir. Bu besleyici antioksidanlar arasında karotenoidler, C ve E vitaminleri dahil antioksidan vitaminler, selenyum, manganez, çinko, flavonoidler ve omega-3 ve omega-6 yağları bulunur. Bu yüzden diyet ve beslenme listelerimizi bu bileşenlere göre düzenlememiz gerekir.
Gıdalardaki Antioksidanlar ve Takviyeler
Pek çok antioksidan gıdalarda doğal olarak bulunur ve bunların yanısıra vücudun antioksidan savunmasını güçlendiren başka birçok bileşik besin takviyesi vardır. Üzüm, elma, kiraz, armut gibi meyveler polifenol antioksidanlar adı verilen bir çeşit bitki kimyasalanı içerir. Doğada 8000’nin üzerinde polifenol antioksidan çeşidi vardır. Parlak renkli sebze ve meyveler diğer bir
antioksidan çeşidi olan karotenoid içerirler. Doğal gıdalardan elde edilen antioksidanlar diyet takviyesi ile alınanlardan oldukça farklıdır. Örneğin E vitamininin sentetik ve alfa-tokoferol esterler gibi doğal türleri mevcuttur. Tüm bu E vitamini çeşitlerinin vücuda etkileri farklılık gösterebilir. Bu da E vitamini takviyelerinin sağlığa yararlarını araştıran çalışmaların çelişkili sonuçlar vermesine sebep olabilmektedir.
Antioksidanlar Sağlığa Zarar Verebilir mi?
Antioksidan içeren besinleri tüketmek sağlığa her ne kadar faydalı olsa da fazla miktarda antioksidan takviyesi almak, vücut dengesini bozup sağlığımıza zarar verebilir. Araştırmacılar, Omega-3 yağları, kurkumin, selenyum, resrevatrol ve C vitamini gibi
antioksidan takviyelerini çeşitli olumlu sağlık sonuçlarıyla ilişkilendirdiler. Fakat bu durum takviye kullanımının her zaman güvenli ve sağlıklı olduğu anlamına gelmemektedir. Bazı araştırmalar, belirli antioksidan takviyelerinin alınmasının vücudun doğal sinyal yollarına müdahale edebileceğini ve sağlığı olumsuz etkileyebileceğini göstermiştir. Örnek verecek olursak fazla
miktarda E vitamini takviyesi alımı erkeklerde prostat kanseri riskini, fazla beta karoten takviyesi ise sigara içenlerde akciğer kanseri riskini artırmaktadır. Antioksidan takviyesinin hastalıklar üzerine henüz net bir etkisi bulunamamakla birlikte bazı çalışmalar E vitamini, A vitamini ve beta karotenin yüksek miktarda takviyesinin ölüm riskini artırdığını kanıtlamaktadır. Bunun tersine sebze, meyve, baharat gibi doğal kaynaklardan alınan antioksidanların hastalık riskini düşürdüğü ve sağlığa olumlu katkı yaptığı açıklanmıştır.
Sonuç Olarak
Antioksidanlar sağlığımız için oldukça önemli maddelerdir. Oksidatif dengenin sağlanmasında en önemli bileşendirler. Onları doğal olarak besinlerle veya takviye şeklinde alabiliriz. Antioksidanların bu kadar faydasına rağmen onları eğer fazla tüketirsek sağlığımız için uzun vadede zararlı olacaklardır. Bu yüzden araştırmacılar, antioksidanların doğal olarak besinlerle alınmasını ve bir uzman önermediği sürece fazla miktarda veya konsantre takviye alınmaması gerektiğini önermekteler.
Kaynakça:
Jillian Kubala, M.S. (20 Ocak 2021); Alexandara Sanfins, Ph.D. tarafından onaylanmış. What do we really know about antioxidants? 23 Ocak 2021 tarihinde https://www.medicalnewstoday.com/articles/what-do-we-really-know-about-antioxidants adresinden erişildi.
Resim-1: 25 Ocak 2021 tarihinde https://ir.clinic/oksidatif_stres_antioksidan_kapasite adresinden erişildi.
Resim-2: 26 Ocak 2021 tarihinde http://www.cosmed-clinic.com/ileri-antiaging-uygulamalarinda-oksidatif-stres-testinin-onemi.htm/koah-patogenezi-34-728 adresinden erişildi.
Resim-3: 25 Ocak 2021 tarihinde https://www.renklinot.com/saglik/beslenme/yuksek-antioksidan-iceren-besinler.html adresinden erişildi.
- Author Details

